Herhangi bir sebepten ötürü suçu işleyen bireyin mahkemenin kararı doğrultusunda ceza infaz kurumlarında cezasını bitirmeye ve ıslah olma yoluna koyulur.
Kişinin kapalı bir yerde tutulması, ailesinden ve sevdiklerinden uzak kalması başlı başına bir sıkıntı halidir ve ceza da aslında budur. Cezaevi yaşamı aynı zamanda bir sosyal statü kaybıdır. Uzun süreli bir adaptasyon sonucu birey kendisini yalnızca oradaki konumuna ve mekanına uyarlayarak zamanını geçirmeye başlar. Kişinin sosyal statüsünü kaybetmesi, yakınlarından ve sevdiklerinden kopması, düzeninin bozulması genel bir umutsuzluk hali oluşturur. İnfazı bittiğinde ve artık topluma karışacağı zaman Hükümlü her şeyden önce kendi kişisel gelişimini tamamlamalı ve yeni bir düzen kurmalı. Çünkü kendini adapte ettiği bir ortamdan sıyrılıp asıl olan gerçeğe, yeniden bir hayata başlayacaktır. İnfaz süreci tamamlandıktan sonra bireyin tekrardan topluma kazandırılması için açılan rehabilitasyon merkezlerine gitmesi gerekir. Bu durumda ailenin empati kurarak iletişimini doğru tutması tabii ki en önemli etken. Ancak bireyin kendisini geçmişe bağlı tutmayarak yeni hedefler oluşturması ve atacağı adımlarda dikkatli olması gerektiği de bir başka husustur.
Bu süreçte Kocaeli/Gebze de bulunan “4 Duvar Derneği Kurucusu Başkanı ÖZKAN YORMAZ” yeni bir hayata umut ile bakmayı öne sürüyor. Derneğimizin 3 ana ayağı var; suç öncesi farkındalık Oluşturmak, aile ve toplumun bilgilendirilmesi sağlamak, suç olduktan sonra ıslah ve rehabilitasyon topluma kazandırma ve istihdam konularında yardımcı olmak amacıyla kurulduğunu söyleyen Özkan Bey aynı zaman da radyo programcılığı yaparak mahkumların aileleriyle aralarında bir köprü oluşturuyor ve manevi destek sağlıyor.
Hayatın anlamını ve değerini fark eden kişiler, umudunu yitirmeyen kişilerdir. Hayatta karşılaştığımız birçok zorluk olabilir. Düşebiliriz, kalkabiliriz, birilerini üzer birilerini mutlu ederiz, sonucu ağır olan hatalar yapabiliriz ve tekrar tekrar sıfırdan başlayabiliriz bize düşen umudumuzu ve inancımızı kaybetmemektir. Umut fakirin değil hepimizin ekmeği. Hem cezaevinde hem de cezaevinden çıktıktan sonraki süreçte bir sınavdır bunun bilincinde olmalıyız.
Biliyor muydunuz yıllar önce süte bir bakteri bulaşması sonucu bozulmasıyla yani mayalanmasıyla yoğurt oluşmuştur yine aynı şekilde üzümün ekşimesiyle suyu çıkıyor ve böylelikle şarap oluyor. Maya bir bakteridir ama canlılık kazanmıştır. Yani demem o ki hatalar ve yanlışlar hayatımızın her döneminde karşımıza çıkıyor, mühim olan yapılan hatadan ders çıkarmak, hatayı tekrarlamamak ve yaşadığımız her olaya farklı bir pencereden bakmaktır.
“La tahzen! İnnallahe meassabirin.” Üzülme, Allah sabredenlerle beraberdir (Tevbe,40) diyor ayeti kerimede. Her şerde vardır bir hayır ve yine her hayırda vardır bir şer demeliyiz. Bazen farklı bir pencereden bakmak gerekiyor yaşadıklarımıza demiştim, hayat almadan vermez eğer özgürlüğünüz alındıysa mutlaka size kazandırılan bir şeyler olmuştur.