29 Nisan 1916: Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale zaferi kadar önemli bir gün: Kut'ül-Amare Zaferi. Halil Paşa'nın vasiyetiyle 1960’a kadar her 29 Nisan'da Ordu içinde bayram olarak kutlandı. 27 Mayıs darbesiyle bu gelenek iptal edildi. Kut'ül-Amare, İngiliz ordusunun tarihindeki en büyük hezimetlerden biridir. İngiltere bu yenilgiyi, "1842 Kabil bozgunundan sonraki en ağır utanç" olarak kayda geçti. Osmanlı, İngiliz gücüne büyük bir darbe indirmişti. Irak Cephesi, İngilizlerin 1914’te Basra’yı işgaliyle açıldı. İngiltere, hem Hindistan yolunu güvene almak hem de bölgedeki petrol kaynaklarına el koymak istiyordu. Ortadoğu için karanlık ve kanlı bir dönemin başlangıcıydı. İşgal haberi İstanbul'a ulaşınca, Enver Paşa en güvendiği isimlerden biri olan Süleyman Askeri Bey’i Irak Seferi Kuvvetleri Komutanı olarak atadı. Süleyman Askeri, gönüllüler ve aşiret kuvvetleriyle Basra’yı geri almak için harekete geçti. Osmancık Taburu adını verdiği gönüllü birliği kurdu. İran’ın Ehvaz kasabasına girerek petrol boru hatlarını tahrip ettirdi. Ancak Basra çevresindeki İngiliz kuvvetlerini küçümsemesi büyük bir trajediye neden oldu. Dicle kıyısında karşılaştığı İngiliz keşif birliğini ana kuvvet sandı. Ayağından yaralanmış olmasına rağmen sedyede savaşı yönetti. Şuaybe yakınlarındaki muharebede ağır kayıplar verildi. 4500 şehit... Süleyman Askeri Bey bu yenilgiye dayanamadı. 14 Nisan 1915’te tabancasıyla intihar eden Süleyman Askeri, Osmanlı subay onurunu ve vatan sevgisini şahsında temsil eden bir kahraman olarak toprağa verildi. Onun ölümü, Irak cephesindeki direnişi bitirmedi, aksine yeni bir mücadele doğurdu. Komutayı devralan Halil Bey (sonradan Halil Paşa), İngilizleri Selman-ı Pak’ta bozguna uğrattı. İngiliz General Townshend ve ordusu, Kut kasabasına çekilmek zorunda kaldı. Kut’ül-Amare kuşatması böyle başladı. Kuşatma tam 5 ay sürdü. Halil Paşa, 21 Ocak 1916'da İngilizlerin büyük taarruzunu püskürttü. İngilizler ağır kayıplar verdi. Cephane ve yiyecek kıtlığı İngiliz ordusunu teslim olmaya zorladı. İngilizler teslim olmadan önce Halil Paşa’ya 1 milyon, ardından 2 milyon sterlin rüşvet teklif etti. Halil Paşa bu ahlaksız teklifleri elinin tersiyle itti. "Başka şartlarda olsaydın, cevabım silahımdan çıkan kurşun olurdu" dedi. 29 Nisan 1916'da, General Townshend silahını ve kılıcını masaya bırakarak teslim oldu. Halil Paşa, Plevne’deki Osmanlı şerefine yakışır biçimde Generale, silahlarını iade etti. Esirlere insanca muamele etti. Kut’ül-Amare zaferinde 13 general, 481 subay ve 13 bin 300 İngiliz askeri esir alındı. İngilizlerin kaybı toplam 40 bin kişiydi. Osmanlı ordusu ise bu büyük mücadelede 25 bin şehit verdi. Halil Paşa, günlüğüne şu satırları yazdı: “İki yüz senedir tarihimize yazılmayan bir vakayı kaydettik. Allah'ın azametine bakınız ki, bin beş yüz senelik İngiliz Devleti’nin tarihine bu vakayı ilk defa Türk süngüsü yazdırdı.” Halil Paşa o gün, 29 Nisan’ı "Kut Bayramı" ilan etti. Her yıl bu zafer anılacaktı. Ne yazık ki 27 Mayıs 1960 darbesiyle bu şanlı gün unutturuldu. Ancak tarih asla unutmaz. Kut’ül-Amare Zaferi yakın tarihimizin altın sayfalarından biridir.Süleyman Askeri, Halil Paşa, Osmancık Taburu, Arap ve Kürt gönüllü müfrezeleri... Bu toprakların özgür kalması için kan veren kahramanlar, Kut’ül-Amare zaferiyle tarihe adlarını altın harflerle yazdırdılar.