Yeniden refah partisi çayırova ilçe eğitim birim başkanı Ertuğrul Iğdır İstanbul sözleşmesinin kadınlar üzerindeki olumsuz etkilerine yönelik açıklamalar yaptı.
Sözlerine ‘batı patentli İstanbul sözleşmesi kadını, aileyi ve toplumu ifşad amaçlı bir siyonizm projesidir’ diyerek başlayan Iğdır, modern seküler dünya, küresel, kapitalist ve emperyal güç, İstanbul sözleşmesi ile kadını kadın yapan kutsal değerlerinden ayırarak, kadını gerek cinsel bir obje, gerek bir meta olarak, sömürü ve tüketim kültürününün boyalı vitrinine koymuş, biyolojik ve sosyolojik yönden toplumu oluşturan ve geliştiren kadına en büyük kötülüğü yapmakla kalmayıp, bu yönde özünü oluşturduğu toplumunda yozlaşmasını ve ahlaki değerlerden uzaklaşmasını istemektedir dedi.
TOPLUMUN YAPI TAŞI
Iğdır, “toplumun yapı taşı olan, aile müessesesinin ise temel taşı olan kadın küresel, kapitalist ve emperyal güç tarafından hazırlanan başta İstanbul sözleşmesinin etkisi olmak üzere, medya, propaganda, moda, feminizm, algı yönetim ve denetim metotlarının da etkileri ile kendi kadınsal öz değerlerine düşman edilmiş ve kadının öz benliğinde meydana gelen bu içsel yabancılaşma bir toplumu millet yapan aile müessesesi için çok tehlikeli bir hal almıştır” dedi.
Iğdır “Atalarımızın “Yuvayı dişi kuş yapar” deyimiyle, bu kutsal müessesinin asil yapıcısı olarak kadın tanımlanmış ve “Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır” sözünün tecrübe edilmiş gerçekliğiyle de kadının insan, aile ve erkek fertler üzerindeki gücü ve değeri tescillenmiştir diyen Iğdır, kadının aile ve toplumdaki konumu itibariyle bu kutsal değerler ona Yüce Allah tarafından bahşedilmiş ve bu değerler yaşam evreleri boyunca kadın tarafından geliştirilmiş ve yüceltilmiştir” dedi.
Sözlerine şu şekilde devam Iğdır, “bir kadını ilk psikososyal evre olan çocukluk döneminden itibaren gözlemlediğimizde diğer karşı cins olan erkek çocuklarından farkını alenen görebiliriz diyerek, yaşamın ve yaşatmanın varoluşsal sarmalında bu döngünün devamını sağlayan, kadınlığın ve insanlığın en yüce mertebesi olan “Annelik” koduyla dünyaya gelen kadının yaşıtı olan karşı cins(Erkek) ile fizyolojik ve ruhsal olgunluk kriterleri açısından farkı ve üstünlüğünün çok açık olduğunu” söyledi.
AİLE KURUMUNU YOK ETMEK İÇİN NOKTA ATIŞI
Iğdır, “bu bağlamda kadının aile, toplum ve insanlık açısından önemini kavramış olan küresel kapitalist ve emperyal güç, üstlendiği misyon ve hedeflediği vizyon gereği tüm insanlığı sömürmek, toplumları şuursuzlaştırmak ve bu yönde aile kurumunu yok etmek için nokta atışı yaparak, hedef olarak kadını seçmiş ve İstanbul sözleşmesini ‘kadın haklarını korumak’ başlığıyla toplumlara dayatmaya çalışarak, kendi kurdukları sömürü düzeni karşısında, başını kadının çektiği ahlak ve maneviyat yüklü, gücü değil hakkı üstün tutan, milli ve ilahi bir zihniyet şuuruna sahip, başarılı, duyarlı toplumlar yerine sömürülmekten habersiz,
yozlaşmaya modernlik atfeden, zulüm karşısında üç maymunu oynayan, robotlaşmışmekanik kitle yığınlarına dönüşmemizi istemektedir” ifadelerini kullandı.
