Ali Gökhan

İsrail düğmeye bastı. “Operation Rising Lion” adını verdikleri saldırıyla İran’ın kalbine girdi. Aynı anda Tahran, İsfahan, Natanz, Arak ve Fordo’daki tesisler hedef alındı. Bunlar sıradan yerler değil; İran’ın nükleer altyapısının omurgası. İran’ın bu tesislerde %60’ın üstünde zenginleştirilmiş uranyum ürettiği, bazı raporlarda nükleer silah denemelerine birkaç adım kaldığı belirtiliyordu. İsrail için bu artık beklenemez bir tehdit haline gelmişti. Saldırılar sadece tesislerle sınırlı değildi. Devrim Muhafızları’nın üst düzey 7 komutanı öldürüldü. Aralarında Hossein Salami’ye yakın isimler var. İran’a nükleer mühendislik desteği veren Çin bağlantılı bir araştırma üssü de vuruldu. Mossad’ın bu operasyonu aylarca hazırladığı söyleniyor. İran cevabı anında verdi. 100’den fazla İHA havalandı. İsrail hava savunması çoğunu düşürdü ama bazıları Dimona yakınlarına kadar geldi. Dimona ne? İsrail’in nükleer cephaneliğinin olduğu yer. Yani İran mesajı verdi: “Ben de senin kırmızı çizgine yürürüm.” İran ayrıca Irak’taki ABD üslerini de hedef aldı. Bu hamle, olayın sadece İsrail’le sınırlı kalmayacağının ilk sinyaliydi. ABD şu an Bahreyn ve Kuveyt’teki üslerini tahliye ediyor. Orta Doğu’da bir dizi büyükelçilik kapılarını kilitledi. Petrol fiyatı bu haberlerden sonra kısa süre içinde  %11 yükseldi. Brent 97 doları aştı. Suudi Arabistan ve BAE alarma geçti çünkü Husi’ler üzerinden İran’ın Körfez’e müdahale edebileceği konuşuluyor. Hürmüz Boğazı riski masada. Arka planda ise büyük aktörler pozisyon alıyor: ABD, İsrail’i destekliyor ama topyekûn savaşa girmek istemiyor. Çin, İran’la yeni imzaladığı 25 yıllık enerji anlaşmasının güvenliği için tarafsız kalamaz. Rusya, İran’ı Suriye’de denge unsuru olarak görüyor. Yani bu üçlü, dolaylı da olsa sahada. İsrail iç siyaseti de savaşın itici gücü. Netanyahu hükümeti aylarca iç protestolarla sarsıldı. Yargı reformu krizinden çıkamadı. İran’a operasyon, içeride hem dikkat dağıtmak hem “güç” gösterisi olarak görülüyor. İran rejimi de sallanıyor. Mahsa Amini protestolarından bu yana halkta büyük öfke birikti. Ekonomi çökme noktasında, para birimi dibe vurdu. Rejim içeride zemin kaybettikçe dışarıda yumruğu büyütüyor. Bu savaşta vekiller de oyunda: Hizbullah İsrail sınırında hareketli. Suriye’de İran yanlısı milisler hazır bekliyor. Yemen’den Husi’ler Körfez’i tehdit ediyor. Yani bu bir İsrail–İran savaşı değil, bir “bölge savaşı” potansiyeli taşıyor. Altında Ne Var? İran’ın nükleer silaha birkaç adım kalmış olması, İsrail’in bunu beklemeden yok etme stratejisi, ABD, Çin ve Rusya’nın sessiz bilek güreşi, Rejimlerin iç kamuoyunu konsolide etme çabası, Enerji rotalarının yeniden yazılma ihtimali, Vekil savaşlarının doğrudan savaşa dönüşmesi. Bu savaş sadece roket savaşı değil. Ekonomik, jeopolitik, psikolojik ve dijital bir cephe savaşı. Ve bir kırılma yaşanırsa, sadece bölge değil, dünya sistematiği sarsılır. Sırada ne var? İran büyük bir karşılık verecek mi? ABD, resmen dahil olacak mı? İsrail ne kadar ileri gidecek? Ve dünya, bu yangını izlemekle mi yetinecek ?


İSRAİL İRAN SAVAŞI

Bu İki Ülke Arasında Bir Çatışma Değil ? Bu Arz-ı Mevud Projesinin İkincisi Adımına Geçiştir

14.06.2025 14:15:00